
Blog tutmakta henüz yeniyim. Bakıyorum da henüz 3 yazım olmuş. Beni üzen şey yorumların bu kadar az oluşu hatta yorum olmayışı. Yazılar herkesin ilgisini çekmeyebilir. Herkesin keyif alarak okumasını bekleyemem. Ancak yakın çevremden ilgili ve bilgili olduğunu zannettiğim insanların herhangi bir geri dönüş yapmamaları beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Demek ki okumuş da olsak ilgisiz ve sağır bir milletin fertleriyiz. Yazık bize gerçekten! Üretim ve tüketim zincirinin arasına sıkışmış ruhlarımız demek ki bu kadar hissizleşmiş. En yalın ihtiyaçlarımız için çalışıyoruz ve kazanıyoruz onca parayı. Huzuru hiçbir şey düşünmemek ve irdelememek te bulmak ne kadar rahatlatıcı değil mi? Üzerinde yaşadığımız toprakta, konuştuğumuz dilde, şehirlerimizin ve kendimizin isimlerinde atalarımızın bıraktığı izler hiç mi önemli değil!
Evet anlıyorum herkesi dostlarım. Hepinizi anlıyorum. Bu bir sitem değil. Farkındalık duyurusu aslında.
İnsanın kudreti ilk başta mısırda idi. Hititlerin yazıtlarına geçti bu kudret. Frigyalıların başlığına dokundu. Lidyalıların parasında, İyonların sütunlarında gördük onu ışıldarken. Urartular aldı ve altınlarının üzerine işlediler. İskender kılıç darbesinde hissetti o kudreti, keserken Gordion düğümünü. Antiochos'un güzel şehirlerine taşıdılar ve Seleucos uzun mızraklı askerleri ile savaşa götürdü onu. Eumenes Galatyalılara giderken elinde idi o kudret. Sonra bir kartal geldi batıdan. Ve götürdü onu bizim denize (Mare Nostrum). Kudret parıldayan zırhlarda barbarların bedenleri parçalarken, medeniyet ışıldıyordu Hadrian'ın duvarında. Ama açılınca kavimlerin kapısı, Roma'nın kartalı doğuya uçtu, Constantine'in şehrine. Ve Muhammed'in uzun saçlı, ata yapışık, Türk askerleri gelince çift başlı idi artık romanın kartalı. Bir ucu batıda ve bir ucu doğuda. Fatih'in kutsanmış ordusu girerken Constantine'in şehrine artık yeni bir çağ başlıyordu. Romanın kartalı bu kez hilal'in ışında, 3. kez dalgalanıyordu bizim denizde. Yüzyıllar geçerken artık yaşlanan kartalı, Hektor'un soyundan bir sarışın kumandan aldı eline.Yüzyılların mirası ile ezdi Agamemnon'un tüfekli askerlerini. Ve sonra.....
Sanırım bu hikaye bitiyor burada. Keşke bitmese. Zira sizleri ne Roma'nın kartalı ilgilendiriyor ne de Anadolu'nun çağlardan bize getirdikleri. Horatius'un dediği haldeyiz:
Yaşıyoruz ama bilmiyoruz yaşadığımız... Yazık bizlere...
Not: Yazıdaki resimde Yaralı Galat heykeli görülmektedir. Galatların tarihi ve Anadolu'daki izleri hakkında ilerideki yazılarımda bahsetmeyi düşünüyorum.
Yaşıyoruz ama bilmiyoruz yaşadığımız... Yazık bizlere...
Not: Yazıdaki resimde Yaralı Galat heykeli görülmektedir. Galatların tarihi ve Anadolu'daki izleri hakkında ilerideki yazılarımda bahsetmeyi düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder