3 Temmuz 2009 Cuma

Tek Dünyanın tek şehri

"Eğer Dünya tek bir ülkeden ibaret olsaydı, emin olun ki bu ülkenin başkenti İstanbul olurdu."

Napoleon Bonaparte


11 Mayıs 330 M.S. Kıvırcık saçları denizin usulca esen rüzgarına karşı dururken karşı kıyıya bakıyordu. Yorgundu, bitkindi.

Son 5 yıldır Roma'nın kartalının kanatlandığı her yerde savaş vardı. Tetrarşi başarısız olmuş, her Augustus kendi hakimiyetini kurmak istemişti. Ve sonuç kan, nefret, Roma'nın yurttaşlarının birbirlerini öldürmesi oldu. İnsanlar artık açtı. Görkemli Flavian'ların ve barışçı, filozof imparatorların dönemi biteli çok olmuştu. İmparatorluğun her yerine dolan barbar sürüleri büyük sorundu. Ticaret yolları zayıflamış, imparatorluk fakirlemişti. Tüm bunların üzerine iç savaş da eklenince durum iyice hassaslaştı. En basit Roma yurttaşı bile durumdan kaygılanıyordu.

Bunlar vardı aklında denize doğru bakarken. Sonra Roma'yı düşündü. Alışamamıştı bir türlü. Senatonun kaypak üyelerine, bürokrasinin köhneleşmiş yapısına ve o seçkin sosyetenin tavırlarına hiç alışamamıştı. Sevemiyordu ve onlar da onu sevemiyorlardı. Zaten onlar kimseyi sevmezdi. Nankördü Roma'nın halkı. Alkışladıkları imparatorlarını gün gelir taşlayabilirlerdi. Sevilmeye layık değilllerdi. ve bu yüzden Roma'yı da sevmezdi.

Sonra bir an sıyrıldı bütün düşüncelerinden ve derin bir nefes aldı. Etrafa biraz daha dikkatli baktı. Yemyeşil toprakların arasında deniz ilerliyordu. Yüzünü biraz kuzeye doğru çevirince denizin içeri girinti yaptığını gördü. Girintinin hemen başında ufak tefek evler, bir liman ve tepede bir tapınak görünüyordu. Byzantion'a daha önce hiç bu böyle bakmamıştı. Ne kadar da güzeldi. Tapınağın arkasında yedi tepe saydı. Aynı Roma gibiydi. Aradaki doğal girinti büyük bir donanmayı barındırabilirdi yaz kış. Antik çağda Altın Post!a gidenler buradan geçmişlerdi. En önemli yolların ortasında idi. Sadece su sıkıntısı olduğunu söylüyorlardı. Part'ların ülkesine ve kendisinin doğduğuİlirya'ya yakındı. Ayrıca Licinius'un ordusunu tam Byzantion'un karşısında yenmişti. Burası bir tarihe tanık olmuştu. ,

Artık yeni bir imparatorluk olmalıydı ve yeni bir başkent. Burası olmalıydı.

Yazıcıyı çağırdı ve yazmasını söyledi.

"Ben Caesar Flavius Valerius Aurelius Constantinus Augustus, burada yeni bir imparatorluk başlamıştır. Ve başkenti ise Nova Roma Constantinopolitana"


Hiç yorum yok: